Oksijen ile karbondan oluşan ve belirgin bir yörüngeyi takip etmeyen gök cisimlerine ‘’asteroit’’ adı verilmektedir. Ancak bazı kaynaklarda yıldıza benzetilmiştir.
Asteroitler küçük gezegenler olarak tanınmakta ve boyutları değişkenlik göstermektedir. Bazı asteroitlerin çapı 10 metre, bazıları ise yüzlerce kilometre çapında olabilmektedir. Bunun yanı sıra çapı 10 metre’den az olan gök cisimlerine genellikle ‘’meteor’’ ya da ‘’göktaşı’’ denilmektedir. Bazı bilim insanlarına göre Dünya’da hayatı başlatan gerekli kimyasalların asteroitten geldiğini söylemiştir. Metal ve kayadan oluşan asteroitler aynı zamanda organik bileşikler de içerebilir.
Asteroitler güneş sisteminde bulunan ve güneş’in etrafında dönen minik gök cisimleri olarak bilinmektedir. Bilim tarihinde ilk asteroit 1801 yılında İtalyan astronom Giuseppe Piazzi tarafından keşfedilmişti. Bu asteroide ‘’Ceres’’ adı verilmişti. Çapı ortalama 952 kilometre civarındaydı. Ceres asteroidi 2006 seneden itibaren cüce bir gezegen olarak kabul edilmiştir. Cüce gezegen denildiğinde ilk akla Plüton gelebilir. Fakat diğer cüce gezegenlerden bazılarının adları Makemake, Victoria, Irene, Juno, Vesta, Eris ve Haumea’dır.
En Büyük Asteroit Ceres!
Asteroit kuşağındaki en büyük asteroit Ceres olarak bilinmektedir. İkinci büyük asteroit Pallas, üçüncü büyük asteroit ise Vesta’dır. Bu büyük asteroitlerin çapları 500 kilometre’den fazladır. Bilim insanlarına göre 65 milyon sene önce dinozorların Dünya üzerinden silinmesi’nin bir asteroit çarpması sonucu olduğu belirtilmiştir. Dünya genelinde asteroit çarpması zaman zaman gündeme gelebilen bir haber konusudur. Örneğin; 1994 yılında Shoemaker-Levy kuyruklu yıldızı Jüpiter’e çarpmıştı. Bu çarpışma 1998 senesinde Deep Impact ve 1998 senesinde çekilen Armageddon adlı filmlere konu olmuştur.
Dünya genelinde asteroitler hakkında bilgi toplamak için pek çok bilim grubu ve organizasyonlar kurulmuştur. Yapılan araştırmalara göre Dünya’ya bir asteroit’in çarpmasının düşük bir ihtimal olduğunu kanaatine varılmıştır.
Asteroit Kuşağı Hangi Gezegenler Arasında Yer Alıyor?
Asteroit kuşağı güneş sisteminde yer almaktadır. Aynı zamanda Jüpiter ve Mars arasında bulunduğu bilim insanları tarafından açıklanmıştır. Bu iki gezegen arasında ortalama 500 milyon kilometrelik bir boşlukta yer alan asteroitlerin çoğu sabit yörüngede hareket etmektedir. Aynı zamanda asteroitlerin net bir yörüngesi olmadığı için hem güneş sisteminde bulunan gezegenlere hem de dünya’ya çarpma riski bulunmaktadır.

Asteroitler’in Özellikleri Nelerdir?
Asteroitlerin çoğu yalnızca karbondan oluşmaktadır. Bazılarında nitrojen ve oksijen de bulunmaktadır. Asteroitler diğer gök cisimlerinden büyük olduğu için ‘’asteroit’’ olarak adlandırılmıştır. Asteroitler güneş’in yörüngesinde olduğu halde gezegen olarak kabul edilmeyecek kadar küçüktür. Bu sebeple asteroitler ‘’küçük gezegen’’ olarak adlandırılmıştır. Asteroitler, Jüpiter ve Mars arasında belli bir yörüngede dolaşmakta ve küçük kütle hacmine sahip kaya parçaları olarak bilinmektedir. Ancak asteroitler gezegenlerden küçük olsa bile yüzlerce kilometre genişliğinde olabilmektedir. Bunun yanı sıra Güneş sistemimizde birkaç yüz bin asteroidin olduğunu biliyor muydunuz?
Asteroitler’in Şekilleri Düzensizdir!
Asteroitlerin çoğunun şekli düzensizdir. Bunun nedeni ise küresel sorunlardan kaynaklanmaktadır. Aynı zamanda yeteri kadar yer çekimine sahip olmamaları ile ilgilidir. Asteroitler tehlike yaratabilen gök cisimleridir. Boyutlarına göre tehlike oranları da değişmektedir. Örneğin; Dünya’ya bir asteroit’in çarpması sonucu dinozorların nesli tükenmiştir. Aynı durum insanların da başına gelebilir. Bunun için Bilim İnsanları asteroitleri sürekli inceliyor. Fiziksel özellikleri ve yörüngelerini sık sık takip ediyor. Bu sayede asteroitler hakkında daha ayrıntılı bilgi edinmeye çalışmaktalar.
2014 yılında küçük gezegen merkezi tarafından dış ve iç güneş sistemi’nde 1 milyonu aşkın cisim tanımlanmıştır. Hatta uydusu olan asteroitler de mevcuttur. Buna örnek olarak İda verilebilir. Son olarak da asteroitlerin keşfinin Titius-Bode yasası sayesinde başladığını biliyor muydunuz?
Ayrıca benzer yazılar için uzay kategorimizi inceleyebilirsiniz .
Bir önceki yazımız olan Uzay Keşfi ve Uzay Araştırmaları başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.
